Rehber İlkeler’de ve Çok Uluslu Şirketler için Sorumlu İş Yönetimine ilişkin OECD Rehberi’nde belirtildiği üzere, işletmelerin insan hakları durum tespiti sürecinin karmaşıklığı; şirketin büyüklüğüne, potansiyel etkilerinin ciddiyetine ve faaliyetlerinin niteliğine göre değişmektedir. Ancak, çatışmalardan etkilenen bölgelerde işletmeler, ağır insan hakları ihlallerine ve uluslararası insancıl hukuk ihlallerine karışma konusunda daha yüksek bir riskle karşı karşıyadır. Bu riskleri yönetmek, insan haklarının korunamadığı veya korunamayacağı karmaşık operasyonel ortam nedeniyle zorlayıcı olabilmektedir. Bu nedenle, bu tür yüksek riskli bölgelerde faaliyet gösteren işletmelerin, yalnızca insanlar ve insan hakları üzerindeki potansiyel ve fiili etkilere değil, aynı zamanda çatışmadan etkilenen bağlama da odaklanan ‘yoğunluğu artırılmış insan hakları durum tespiti’ süreci yürütmeleri gerektiği kabul edilmektedir.
Silahlı çatışmaların yanı sıra, insani acil durumlar ve doğal afetler de dahil olmak üzere çeşitli krizler, tedarik zincirlerinde adil olmayan çalışma koşulları, düzensiz göç, çocuk işçiliği ve modern kölelik gibi çeşitli insan hakları ihlallerine sebep olabilmektedir.